-Susam üretimi acilen artırılmalı
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Üreticilerimiz ithal susam fiyatlarıyla rekabet edemediği, pazar problemi ve fiyat tedirginliği yaşadığı için üretim düştü”
-“2012 yılında 131 bin 803 tonluk susam tüketiminin yüzde 87,7’si ithalat yoluyla karşılayan Türkiye, ithalatta Çin ve Japonya’nın ardından dünyada üçüncü”
-“Dünyanın üçüncü büyük üreticisi olmasına karşın, 2007-2011 döneminde ithalatını yüzde 89 artıran Çin ile 2012 yılında ekim alanlarının gerilemesi yüzünden 2012 yılında dünyada yaşanan 600 bin tonluk üretim düşüşü, susam fiyatlarını 2013 yılında artırdı”
-“Ham susam uluslararası piyasa fiyatları kilogramı 1,33 dolar dolaylarında seyrederken, bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 39,6 artarak 1,34 dolardan 1,87 dolara yükseldi”
-“Susam ülkemizde toplam 25 ilimizde üretiliyor. Üretim en fazla Antalya ilinde yapılırken, bu ili Muğla, Manisa ve Uşak illeri takip ediyor”
-“Yetiştirme süresinin kısalığı yönünden, hemen hemen her kültür bitkisiyle ekim nöbetine girebilen susamda üretim kısa sürede artırılabilir, ülkemiz dışa bağımlılıktan kurtarılabilir”
-“Üretim artışı için, sözleşmeli üretim devreye alınmalı, pazar imkanları genişletilmeli, prim desteği verilmeli, dünya fiyatlarının düştüğü yıllarda iç piyasayı bozacak ürün ithalatı önlenmelidir”
Ankara – 08.12.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üreticilerin ithal susam fiyatlarıyla rekabet edemediğini, pazar problemi ve fiyat tedirginliği yaşadığını için üretimin düştüğünü bildirerek, “2012 yılında 131 bin 803 tonluk susam tüketiminin yüzde 87,7’si ithalat yoluyla karşılandı. Susam üretimini acilen artırmaya yönelik özel politika uygulanmalıdır” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, anavatanının Afrika olduğu tahmin edilen susamın insanlık tarihinin bilinen en eski bitkilerinden olduğunu belirtti. Susam tohumlarının yüzde 50-60 oranında yağ içerdiğini, tüm yağlı tohumlar gibi proteince zengin bir ürün olan susamda ortalama yüzde 25 dolaylarında protein, yaklaşık yüzde 14 karbonhidrat bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, susam tohumlarından yağ miktarı fazla olanlar yağ ve tahin üretiminde, yağ miktarı az olanlar ise simitlik ve bisküvilik olarak kullanıldığı bilgisini verdi.
2013 yılındaki yükseliş dışında genelde uluslararası piyasada ham susam fiyatlarının kilogram başına 1,33 dolar dolaylarında seyrettiğini, bunun da Türkiye’de üreticiler için rekabet, pazar problemi ve fiyat tedirginliği yaşanmasına ve üreticinin üretimden çekilmesine neden olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Türkiye’de üretim alanları azalıyor. Son 10 yılda üretim alanları 430 bin dekardan, 2011 yılında 266 bin 455 dekara kadar indikten sonra 2012 yılında yeniden yükselerek 292 bin 63 dekara çıktı. Son 10 yılda en fazla üretim 26 bin 545 tonla 2006 yılında yapıldı. Bu rakam 2007 yılında 20 bin 10 tona indikten sonra 2010 yılında 23 bin 460 tona yükseldi. 2011 yılında 18 bin, 2012 yılında 16 bin 221 ton olan üretim, 2013 yılında, Bitkisel Üretim İkinci Tahmin rakamlarına göre 15 bin 695 tona inecek.
Susam ülkemizde toplam 25 ilimizde üretiliyor. Üretim en fazla Antalya ilinde yapılırken, bu ili Muğla, Manisa ve Uşak illeri takip ediyor.”
-24 ülkeden 115 bin 572 ton susam satın alınıyor-
Bayraktar, 2012 yılında 16 bin 221 tonluk susam üretimine karşılık, 115 bin 572 ton ithalat yapıldığını, tüketimin 131 bin 803 tona yükseldiğini, tüketimin yüzde 87,7’sinin ithalatla karşılandığını belirtti.
Üretim açığının karşılanması için 2012 yılında 24 ülkeden ham susam ithalatı yapıldığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Ham susam ithalatının en fazla yapıldığı ülke Nijerya’dır. Bu ülkeyi Etiyopya, Çad, Hindistan, Mozambik, Gine, Sudan izliyor. Dünyada, 2012 yılında 8 milyon hektar alanda toplam 4,2 milyon ton susam üretimi yapıldı. Susam üretiminde ilk sırayı 620 bin tonla Myanmar alırken, bu ülkeyi 610 in tonla Hindistan, 600 bin tonla Çin izledi. Son on yıla bakıldığında, 2011 yılına kadar her yıl artan susam ekim alanlarının, 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,6 oranında, üretimin ise yüzde 12,7 oranında azaldığı görülüyor. 2011 yılında 4,8 milyon ton olan üretim, 2012 yılında 600 bin ton azalmayla 4,2 milyon tona geriledi.
Dünyada 2007-2011 döneminde dış ticarete konu olan susam miktarı 1 milyon tondan 1,4 milyon tona yükseldi. Susam ithalatında Çin birinci iken, Japonya ikinci, Türkiye üçüncü sırada bulunuyor.
Dünyanın üçüncü büyük üreticisi olmasına karşın, 2007-2011 döneminde ithalatını yüzde 89 artıran Çin ile 2012 yılında ekim alanlarının gerilemesi yüzünden 2012 yılında dünyada yaşanan 600 bin tonluk üretim düşüşü, susam fiyatlarını 2013 yılında artırdı. Ham susam uluslararası piyasa fiyatları kilogramı 1,33 dolar dolaylarında seyrederken, bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 39,6 artarak 1,34 dolardan 1,87 dolara yükseldi.”
Bayraktar, Türkiye’de, yükselen uluslararası piyasa fiyatlarının yanı sıra, dolar kurunun da yüksek olmasının Türk Lirası bazında ithal maliyetini yükselttiğini vurguladı.
-“El emeğine dayalı tarım üretim maliyeti artırıyor”-
Susam tarımının el emeğine dayalı olarak yapılmasının üretim maliyetini artırdığını, diğer yağlı tohumlara göre verim miktarının düşük oluşu nedeniyle de dekardan elde edilen gelirin diğer ürünlerle rekabeti engellediğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu sebepten dolayı üreticiler daha fazla gelir elde edilen ürünlerin ekimine yönelmektedir. Susam üretimini artırmaya yönelik özel politika uygulanmalıdır. Ülkemiz yağlı tohumlarda açığı bulunmaktadır. Susam içerdiği yağ miktarı nedeniyle yağ açığının kapatılmasında önemli bir üründür. Ancak, henüz diğer alanlarda kullanımı için ithalat yapılıyor iken yağ tüketimi için düşünülememelidir. Yağ tüketimi dışında ihtiyaç duyulan susam üretiminin gerçekleştirilerek, ithalatın azaltılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
Yetiştirme süresinin kısalığı yönünden, hemen hemen her kültür bitkisiyle ekim nöbetine girebilen susamda üretim alanları ve dolayısıyla üretim kısa sürede artırılabilir, ülkemiz dışa bağımlılıktan kurtarılabilir. Genel olarak pamuk-buğday-susam şeklinde üçlü münavebe, en çok yapılan münavebe şeklidir. Susamın bu avantajı değerlendirilmelidir.”
Avantajlarına karşın susam hasadının elle yapılıyor olmasının hasat maliyetlerini artırdığını belirten Bayraktar, “Verim miktarı da düşük olunca diğer ürünlerle rekabet edememektedir. Bu amaçla üretim maliyetlerini azaltıcı tedbirler alınmalıdır. Üretim artışı için, sözleşmeli üretim devreye alınmalı, pazar imkanları genişletilmeli, prim desteği verilmeli, dünya fiyatlarının düştüğü yıllarda iç piyasayı bozacak ürün ithalatı önlenmelidir” dedi.
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Üreticilerimiz ithal susam fiyatlarıyla rekabet edemediği, pazar problemi ve fiyat tedirginliği yaşadığı için üretim düştü”
-“2012 yılında 131 bin 803 tonluk susam tüketiminin yüzde 87,7’si ithalat yoluyla karşılayan Türkiye, ithalatta Çin ve Japonya’nın ardından dünyada üçüncü”
-“Dünyanın üçüncü büyük üreticisi olmasına karşın, 2007-2011 döneminde ithalatını yüzde 89 artıran Çin ile 2012 yılında ekim alanlarının gerilemesi yüzünden 2012 yılında dünyada yaşanan 600 bin tonluk üretim düşüşü, susam fiyatlarını 2013 yılında artırdı”
-“Ham susam uluslararası piyasa fiyatları kilogramı 1,33 dolar dolaylarında seyrederken, bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 39,6 artarak 1,34 dolardan 1,87 dolara yükseldi”
-“Susam ülkemizde toplam 25 ilimizde üretiliyor. Üretim en fazla Antalya ilinde yapılırken, bu ili Muğla, Manisa ve Uşak illeri takip ediyor”
-“Yetiştirme süresinin kısalığı yönünden, hemen hemen her kültür bitkisiyle ekim nöbetine girebilen susamda üretim kısa sürede artırılabilir, ülkemiz dışa bağımlılıktan kurtarılabilir”
-“Üretim artışı için, sözleşmeli üretim devreye alınmalı, pazar imkanları genişletilmeli, prim desteği verilmeli, dünya fiyatlarının düştüğü yıllarda iç piyasayı bozacak ürün ithalatı önlenmelidir”
Ankara – 08.12.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üreticilerin ithal susam fiyatlarıyla rekabet edemediğini, pazar problemi ve fiyat tedirginliği yaşadığını için üretimin düştüğünü bildirerek, “2012 yılında 131 bin 803 tonluk susam tüketiminin yüzde 87,7’si ithalat yoluyla karşılandı. Susam üretimini acilen artırmaya yönelik özel politika uygulanmalıdır” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, anavatanının Afrika olduğu tahmin edilen susamın insanlık tarihinin bilinen en eski bitkilerinden olduğunu belirtti. Susam tohumlarının yüzde 50-60 oranında yağ içerdiğini, tüm yağlı tohumlar gibi proteince zengin bir ürün olan susamda ortalama yüzde 25 dolaylarında protein, yaklaşık yüzde 14 karbonhidrat bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, susam tohumlarından yağ miktarı fazla olanlar yağ ve tahin üretiminde, yağ miktarı az olanlar ise simitlik ve bisküvilik olarak kullanıldığı bilgisini verdi.
2013 yılındaki yükseliş dışında genelde uluslararası piyasada ham susam fiyatlarının kilogram başına 1,33 dolar dolaylarında seyrettiğini, bunun da Türkiye’de üreticiler için rekabet, pazar problemi ve fiyat tedirginliği yaşanmasına ve üreticinin üretimden çekilmesine neden olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Türkiye’de üretim alanları azalıyor. Son 10 yılda üretim alanları 430 bin dekardan, 2011 yılında 266 bin 455 dekara kadar indikten sonra 2012 yılında yeniden yükselerek 292 bin 63 dekara çıktı. Son 10 yılda en fazla üretim 26 bin 545 tonla 2006 yılında yapıldı. Bu rakam 2007 yılında 20 bin 10 tona indikten sonra 2010 yılında 23 bin 460 tona yükseldi. 2011 yılında 18 bin, 2012 yılında 16 bin 221 ton olan üretim, 2013 yılında, Bitkisel Üretim İkinci Tahmin rakamlarına göre 15 bin 695 tona inecek.
Susam ülkemizde toplam 25 ilimizde üretiliyor. Üretim en fazla Antalya ilinde yapılırken, bu ili Muğla, Manisa ve Uşak illeri takip ediyor.”
-24 ülkeden 115 bin 572 ton susam satın alınıyor-
Bayraktar, 2012 yılında 16 bin 221 tonluk susam üretimine karşılık, 115 bin 572 ton ithalat yapıldığını, tüketimin 131 bin 803 tona yükseldiğini, tüketimin yüzde 87,7’sinin ithalatla karşılandığını belirtti.
Üretim açığının karşılanması için 2012 yılında 24 ülkeden ham susam ithalatı yapıldığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Ham susam ithalatının en fazla yapıldığı ülke Nijerya’dır. Bu ülkeyi Etiyopya, Çad, Hindistan, Mozambik, Gine, Sudan izliyor. Dünyada, 2012 yılında 8 milyon hektar alanda toplam 4,2 milyon ton susam üretimi yapıldı. Susam üretiminde ilk sırayı 620 bin tonla Myanmar alırken, bu ülkeyi 610 in tonla Hindistan, 600 bin tonla Çin izledi. Son on yıla bakıldığında, 2011 yılına kadar her yıl artan susam ekim alanlarının, 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,6 oranında, üretimin ise yüzde 12,7 oranında azaldığı görülüyor. 2011 yılında 4,8 milyon ton olan üretim, 2012 yılında 600 bin ton azalmayla 4,2 milyon tona geriledi.
Dünyada 2007-2011 döneminde dış ticarete konu olan susam miktarı 1 milyon tondan 1,4 milyon tona yükseldi. Susam ithalatında Çin birinci iken, Japonya ikinci, Türkiye üçüncü sırada bulunuyor.
Dünyanın üçüncü büyük üreticisi olmasına karşın, 2007-2011 döneminde ithalatını yüzde 89 artıran Çin ile 2012 yılında ekim alanlarının gerilemesi yüzünden 2012 yılında dünyada yaşanan 600 bin tonluk üretim düşüşü, susam fiyatlarını 2013 yılında artırdı. Ham susam uluslararası piyasa fiyatları kilogramı 1,33 dolar dolaylarında seyrederken, bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 39,6 artarak 1,34 dolardan 1,87 dolara yükseldi.”
Bayraktar, Türkiye’de, yükselen uluslararası piyasa fiyatlarının yanı sıra, dolar kurunun da yüksek olmasının Türk Lirası bazında ithal maliyetini yükselttiğini vurguladı.
-“El emeğine dayalı tarım üretim maliyeti artırıyor”-
Susam tarımının el emeğine dayalı olarak yapılmasının üretim maliyetini artırdığını, diğer yağlı tohumlara göre verim miktarının düşük oluşu nedeniyle de dekardan elde edilen gelirin diğer ürünlerle rekabeti engellediğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu sebepten dolayı üreticiler daha fazla gelir elde edilen ürünlerin ekimine yönelmektedir. Susam üretimini artırmaya yönelik özel politika uygulanmalıdır. Ülkemiz yağlı tohumlarda açığı bulunmaktadır. Susam içerdiği yağ miktarı nedeniyle yağ açığının kapatılmasında önemli bir üründür. Ancak, henüz diğer alanlarda kullanımı için ithalat yapılıyor iken yağ tüketimi için düşünülememelidir. Yağ tüketimi dışında ihtiyaç duyulan susam üretiminin gerçekleştirilerek, ithalatın azaltılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
Yetiştirme süresinin kısalığı yönünden, hemen hemen her kültür bitkisiyle ekim nöbetine girebilen susamda üretim alanları ve dolayısıyla üretim kısa sürede artırılabilir, ülkemiz dışa bağımlılıktan kurtarılabilir. Genel olarak pamuk-buğday-susam şeklinde üçlü münavebe, en çok yapılan münavebe şeklidir. Susamın bu avantajı değerlendirilmelidir.”
Avantajlarına karşın susam hasadının elle yapılıyor olmasının hasat maliyetlerini artırdığını belirten Bayraktar, “Verim miktarı da düşük olunca diğer ürünlerle rekabet edememektedir. Bu amaçla üretim maliyetlerini azaltıcı tedbirler alınmalıdır. Üretim artışı için, sözleşmeli üretim devreye alınmalı, pazar imkanları genişletilmeli, prim desteği verilmeli, dünya fiyatlarının düştüğü yıllarda iç piyasayı bozacak ürün ithalatı önlenmelidir” dedi.
0 Yorumlar